Ana içeriğe atla

MAKİNE ÖĞRENMESİ’NİN YÜKSELEN ALT KATMANI:DEEP LEARNING

Derin öğrenme, makinelerin dünyayı algılama ve anlamasına yönelik yapay zekâ geliştirmede en popüler yaklaşımdır.

Büyük miktarlarda etiketlenmiş eğitim verilerinden özellik saptama yapabilen sistemler oluşturmak için ileri teknoloji, çok seviyeli “derin” sinir ağların kullanılması olan Derin Öğrenme, önemli derecede yatırım ve araştırmanın yapıldığı bir alandır.


Derin Öğrenme algoritmaları yapay sinir ağlarının (YSA) yapısal olarak daha
karmaşık hali olarak düşünülebilir. YSA algoritmaları insandaki öğrenme
işleyişinden hareketle geliştirilmiştir. Biyolojik sinir sisteminde bulunan nöronların birbirleri ile ilişki kurması gibi YSA sistemlerinde de nöron şeklinde tanımlanan yapılar birbirleri ile bağlantılı olacak şekilde modellenmişlerdir. Algoritmanın bu şekilde; öğrenme, hafızaya alma ve veriler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarma kapasitesine sahip olacağı düşünülmüştür.
Derin Öğrenme algoritmalarının makine öğrenmesindeki var olan
algoritmalardan ayrılan yönü; çok yüksek miktarda veriye ve karmaşık yapısı ile de bu yüksek veriyi işleyebilecek çok yüksek hesaplama gücü olan donanımlara ihtiyaç duymasıdır.

Son yıllarda özellikle görüntü işleme alanında etiketli veri sayısı milyon
mertebelerini geçmiştir. Ekran kartı temelli hesaplama gücü alanındaki büyük
ilerlemelerin de etkisiyle Derin Öğrenme algoritmaları çok popüler olmuştur.
Derin Öğrenme yöntemleri ile birçok alanda bilinen en iyi başarı düzeyleri (State of the art) çok daha yukarılara çıkmıştır. Yüksek veri ve hesaplama gücü olanaklarına sahip büyük teknoloji firmaları (Google, Facebook, Microsoft, Nvidia vb.) tarafından da kullanılıp ürünlerine entegre edilmektedir. Aynı zamanda bu teknoloji firmaları kendi Derin Öğrenme yazılım kütüphanelerini geliştirici topluluklara da açarak bu alandaki hızlı ilerlemeye destek olmaktadırlar.

Son yıllarda Big Data’nın artması ve artan veri miktarı ile daha başarılı sistemlerin oluşturabilmesi, Derin Öğrenmeyi son yollarda sıkça üzerine çalışılan bir konu haline getirmiştir. Derin Öğrenme ile Eski Makine Öğrenmesi algoritmalarının artan veri miktarına ilişkin elde edebildikleri başarı oranları aşağıdaki grafikte verilmiştir.


Derin Öğrenme Çalışma Prensibi

Derin Öğrenme yöntemleri, verilen çok sayıda inputa göre ayırt edici özellikleri
kendisi öğrenir. Bu özellik öğrenme işleminin başarı ile yapılabilmesi için sistem, yeterince eğitilmelidir. Özellik öğrenme aşaması katmanlardan oluşur. Alt seviyedeki özellikler daha az ayırt ediciliğe sahipken alt seviyedeki katmanların birleştirilmesinden oluşan üst seviye katmanlardaki özellikle daha fazla ayırt ediciliğe sahiptir. Alt seviyedeki özellikler daha anlamlı özellikler üretilebilmesi için temel oluştururlar. Bu tarz bir öğrenme yöntemi, geleneksel Makine Öğrenmesi algoritmalarından farklıdır. Çünkü geleneksel Makine Öğrenmesi algoritmalarında eğitim aşamasından önce bir insan tarafından belirlenen özelliklerin hesaplanması gerekir. Öğrenme işlemi hesaplanan bu özelliklere göre yapılır.

Derin Öğrenme Çalışmaları ve Kullanım Alanları

Derin Öğrenme genellikle zorlu ses ve görüntü tanıma işlemleri için kullanılmaktadır. 
Bunlar;
Yüz tanıma sistemleri
Plaka tanıma sistemleri
Parmak izi okuyucular
İris okuyucular
Ses tanımlama sistemleri
Sürücüsüz arabalar
Spam (istenmeyen) e-posta tespitinde
Derin öğrenme; yararlı bilgiyi verilerden soyutlamak için kullanılır.
Görüntü,ses, metin gibi verilere anlam kazandıran sunum ve soyutlama seviyelerini öğrenmek için çok katmanlı sinir ağlarını kullanır.
Derin öğrenmenin kilit noktası bir nesnenin gösterimindeki farklı katmanlardır. Her katman ayrı ayrı eğitilir.
Örneğin bir resmi sınıflandırmak istiyorsak resmin alt katmanlarından yani piksellerden işe başlamalıyız.

Sizlere son yıllarda teknolojinin gündeminde olan derin öğrenme namıdiğer Deep Learning konusundan bahsetmeye çalıştım. Umarım sizler içinde faydalı bir içerik olmuştur. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoş kalın hoşçakalın ve en önemlisi de bu süreçten en az şekilde etkilenmek için evde kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNSAN SİNİR SİSTEMİNİN TAKLİDİ: YAPAY SİNİR AĞLARI

Yapay sinir ağları; beynin bir işlevi yerine getirme yönteminin matematiksel olarak modellenmesi ile tasarlanan sistemlerdir. Yapay sinir ağları, paralel dağıtılmış ağlar, bağlantılı ağlar, nuromorfik ağlar gibi adlarla da tanımlanmaktadır. Yapay sinir ağlarının ortaya çıkışından kısaca bahsetmem gerekirse; ilk yapay sinir ağı modeli 1943 yılında bir sinir hekimi olan Warren McCulloch ve bir matematikçi olan Walter Pitts tarafından “ Sinir Aktivitesinde Düşüncelere Ait Bir Mantıksal Hesap ( A Logical Calculus of Ideas Immanent in Nervous Activity )” başlıklı makale ile ortaya çıkarılmıştır. Öncelikle insanlarda bulunan sinir hücresinin yapısını ele alalım. Dentrites (Dendritler): Dendritler dışarıdan uyartıları alan ve hücre gövdesine ileten yapılardır. Dendritlerin çok sayıda olması, hücrelerin pek çok nörondan sinyal alma kapasitesini arttırır. Nucleus (Çekirdek): Akson boyunca işaretlerin periyodik olarak yeniden üretilmesini sağlayan yapılardır. Axon (Akson): Ak...

Mobil Uygulama Geliştirme: FLUTTER

Son zamanlarda merak sardığım konulardan biri de mobil uygulama geliştirme oldu. Küçücük bir uygulamanın bile verdiği çıktı ile mutlu olduğumu görünce mobil uygulama geliştirmekten zevk aldığımı hissettim. Araştırıp öğrenmeye başladım ve kısa sürede uygulama geliştirip ve bu uygulamayı kullanmak gerçekten güzel bir duyguydu. Şimdi sizlere geliştirdiğim basit bir Todo uygulamasından bahsedeyim. Flutter SDK ve Dart programlama dilini kullanarak çapraz platform çalışan yapılacaklar listesi uygulamasıdır. Bu uygulamada, verileri devamlılığını sağlamak için SQLite3 kullandım. Uygulama hem iOS hem de Android işletim sisteminde çalışmaktadır. Neden Flutter’ı Seçtim? ·  Flutter ile uygulamanızda yaptığınız bir değişikliği hot reload özelliği ile hızlı bir şekilde görebilirsiniz. Yani compile etmek(derlemek) için artık uzun süreler beklemeye gerek yok. Örnek vermek gerekirse Flutter ile varsayılan olarak gelen increment uygulamasını android sdk ile çalıştırmak ortalama 3 dak...

TARIM 4.0

  Tarım 4.0 nedir, nasıl ortaya çıkmıştır? Yüzyıllar boyunca, ülkeleri ve genel olarak dünyayı şekillendiren birçok sanayi devrimi olmuştur. Endüstri 4.0, çalışma biçimlerini değiştiren en son sanayi devrimidir. Otomasyon, yapay zeka (AI) ve robotiğin yükselişinin yanı sıra İnternet ve giderek daha iyi teknoloji ile bağlantılı diğer ilerlemeleri ifade eder. Tarım endüstrisi de teknoloji ve çalışma alanındaki bu önemli değişimi yaşadı ve deneyimlemeye devam ediyor. ‘Tarım 4.0’ olarak anılıyor ve çiftçiliği yenilikçi ve kendine güvenen hale getirmeyi vaat ediyor. İşte son teknolojik gelişmelerin tarımı değiştirmesinin beklendiği üç temel yol şunlardır: Yapay zeka Yapay zeka, süreçleri çok daha verimli hale getirmek için tarım endüstrisi tarafından kullanıldı. AI, çeşitli makinelere ve ekipman parçalarına uygulanarak, sprinkler ve gübre gibi farklı cihazların işlerini daha etkin bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanır. Bunun iyi bir örneği, karada büyük nesneleri taşımak, çekmek...